Öz
Amaç
Bu çalışmanın amacı hipertansiyon (HT) hastalarında aort kapak sklerozu (AKaS) varlığı ile sistemik enflamasyonun agregat indeksi (SIAI) arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.
Yöntem ve Gereçler
Çalışmamıza Ocak ve Haziran 2024 tarihleri arasında kardiyoloji polikliniğine başvuran 10 yıl ve üzeri HT tanısı olan hastalar dahil edilmiştir. AKaS saptanan (84 hasta) ve saptanmayan (293 hasta) olmak üzere hastalar iki gruba ayrıldı. Nötrofil x trombosit x monosit / lenfosit formülü ile SIAI hesaplandı.
Bulgular
AKaS saptanan grupta SIAI istatistiksel olarak yüksek saptandı [421 (127-3400) ve 141.57 (21-2332); p<0,001]. SIAI dışında yaş, diyabet öyküsü, sol ventrikül duvar kalınlıkları ve mitral kapak erken diyastolik dalgası iki grup arasında faklı saptandı. Çok değişkenli regresyon analizinde yaş (p<0,001), sol ventrikül arka duvar çapı (p=0,012) ve AISI (p<0,002) AKaS gelişiminin bağımsız öngörücüleri olarak saptandı.
Sonuç
Uzun dönem HT hastalarında AKaS saptanmada SIAI’nın kullanılabileceğini saptadık. HT hastalarında yüksek SIAI değerleri kötü prognoz için erken uyarı parametresi olarak kullanılabilir.
GİRİŞ
Aort kapak sklerozu (AKaS), aort kapağının, kapak hareketlerinde önemli kısıtlamalar ve sol ventrikül çıkış yolunda belirgin obstrüksiyon olmadan kalınlaşması ve kalsifikasyonu olarak tanımlanır. Görülme sıklığı yaşla artış göstermekle birlikte 65 yaş üstü nüfusun yaklaşık %30’unda saptanmaktadır (1). Çeşitli çalışmalar hipertansiyon (HT) öyküsünün AKaS gelişme riskini artırdığını göstermiştir (2). AKaS, vasküler risk faktörleri, subklinik ateroskleroz ve koroner arter hastalığı ile ilişkilidir ve ateroskleroz benzeri bir süreç olarak kabul edilir (3). AKaS enflamasyon, endotel hasarı, lipid infiltrasyonu ve oksidasyon ile karakterizedir (4).
Sistemik enflamasyonun agregat indeksi (SIAI), tam kan sayımı hücreleri ile kolayca hesaplanabilen (AISI: nötrofil x trombosit x monosit / lenfosit), sistemik enflamatuvar durumun değerlendirilmesine yönelik bir parametre olarak kullanılmaktadır. Literatürde çeşitli enflamatuvar hastalıklarda hastalık şiddeti ve mortalitenin güvenilir bir belirleyicisi olduğu gösterilmiştir (5).
Bu çalışmanın amacı hipertansiyon hastalarında AKaS varlığı ile enflamasyon göstergesi olan SIAI arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır.
YÖNTEM VE GEREÇLER
Hasta Seçimi
Çalışmamız retrospektif, kesitsel bir çalışmadır. Ocak ve Haziran 2024 tarihleri arasında hastanemiz kardiyoloji polikliniklerine başvuran 10 yıl ve üzerinde HT tanısı olan hastalardan transtorasik ekokardiyografi uygulanmış olan 377 hasta çalışmaya dahil edildi. AKaS varlığı ve yokluğuna göre hastalar iki gruba ayrıldı. Koroner arter hastalığı, koroner arter hastalığını düşündüren semptom ve bulguları, geçirilmiş miyokard enfarktüsü, orta ve üzeri kalp kapak hastalığı, kalp yetersizliği, kardiyomiyopati, ritim bozukluğu, evre 4 ve 5 böbrek yetersizliği, aort hastalıkları (transaortik akış hızı >2,5 m/s olan hastalar), konnektif doku bozukluklar, malignite ve hematolojik hastalığı olan hastalar ile akut enfeksiyon durumu ve başka enflamatuvar hastalığı olan hastalar çalışmadan dışlandı. Çalışmamız Helsinki Bildirgesi’nde belirtilen esaslara uygun olarak yapıldı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Trabzon Tıp Fakültesi Bilimsel Araştırmalar Etik Kurul Başkanlığı tarafından onaylandı (no: 2024/137, tarih: 05.11.2024).
Demografik ve Laboratuvar Verilerinin Elde Edilmesi
Çalışmaya dahil edilen tüm hastaların demografik, fizik muayene, laboratuvar, transtorasik ekokardiyografi verileri hastane kayıt sisteminden elde edildi. Açlık kan şekeri, tam kan sayımı, toplam kolesterol, yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol, trigliserit ve kreatinin standart laboratuvar yöntemleri ile ölçüldü. SIAI: nötrofil x trombosit x monosit / lenfosit formülü ile hesaplandı.
Ekokardiyografi
Tüm hastalara iki boyutlu transtorasik ekokardiografi yapıldı. Standart parasternal ve apikal görüntüler sol lateral dekübit pozisyonunda elde edildi. Görüntüler dijital olarak saklandı ve okuyucular arası değişkenliği önlemek için hastaların bilgisine kör olan tek bir kardiyolog tarafından incelendi. AKaS varlığı Gharacholou ve ark. (6) tarafından belirtilen kriterler kullanılarak değerlendirildi. Bu kriterler arasında aort kapak bölümlerinin veya komissürlerinin düzensiz ve homojen olmayan kalınlaşması, parlak ekolarla birlikte kalsifikasyon görünümü sergileyen kalınlaşmış aort kapağı ve kapak açıklığının sınırsız veya minimum düzeyde kısıtlanmış (transaortik akış hızı <2,5 m/s) olması yer alıyordu.
İstatistiksel Analiz
Verileri araştırmak için Versiyon 21.0 SPSS yazılım paketi (Inc., Chicago, IL) kullanıldı. 0,05’lik bir p-değeri, anlamlılık sınırı olarak kabul edildi. Kolmogorov-Smirnov testi elde edilen verilerin normallik varsayımını sorgulamış ve normallik ifadesine göre parametreler normal dağılım için ortalama ± standart sapma şemasıyla, normal dağılmamış parametreler için ise medyan ve çeyrekler arası aralık şemasıyla verilmiştir. Ayrıca kategorik parametreler yüzde formatında verilmiştir. Normal dağılan sürekli değişkenlerin tek değişkenli analizi için Student’s t-testi, normal dağılmamış sayısal değişkenler için Mann-Whitney U testi ve kategorik değişkenler için ki-kare testi kullanıldı. AKaS ile ilişkili parametrelerin her bir öngörü değerini değerlendirmek için tek değişkenli regresyon analizi kullanıldı. Tek değişkenli analizde p-değeri <0,05 olduğu tespit edilen parametreler, AKaS varlığının bağımsız öngördürücüsünü bulmak amacıyla çok değişkenli regresyon analizine dahil edildi.
BULGULAR
Mevcut çalışma 208 erkek ve 169 kadın olmak üzere toplam 377 hipertansif bireyden oluşmuştur. Bireyler öncelikle AKaS varlığı grubu (n=84) ve AKaS yokluğu grubu (n=293) olarak gruplandırıldı. AKaS varlığı grubu daha yaşlıydı [67 (44-93) yıl; 50 (25-92) yıl; p<0,001], diyabet sıklığı dafa fazlaydı [n=11 (%13,1); n=14 (%4,7); p=0,007], diğer demografik özellikler gruplar arasında benzerdi (Tablo 1). Ekokardiyografik bulgular arasında sol ventrikül interventriküler septum çapı [12 (9-15) mm; 10 (8-16) mm; p<0,001] ve sol ventrikül arka duvar çapı [12 (9-15) mm; 9 (8-13) mm; p<0,001] AKaS grubunda daha yüksek saptandı (Tablo 2). SIAI, AKaS grubunda belirgin olarak daha yüksek saptandı [421 (127-3400); 141,57 (21-2332) mm; p<0,001]
(Tablo 2).
İlk basamak analizinde istatistiksel olarak farklılık gösteren parametreler (yaş, glukoz, IVSÇ, ADÇ, Mitral E dalgası, SIAI) tek değişkenli lojistik regresyonanalizi ile test edildi. Sonuçta, ilk regresyon analizindeki önemli parametreler geriye dönük çok değişkenli lojistik regresyon analizine entegre edildi ve SIAI, AKaS varlığının bağımsız belirleyicileri olarak bulundu (olasılık oranı=1,004, %95 güven aralığı: 1,002-1,006, p=0,002) (Tablo 3).
TARTIŞMA
Bu çalışmada erişkin hipertansiyon hastalarında AKaS varlığının enflamasyon göstergesi olan SIAI ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. AKaS, vasküler risk faktörleri, subklinik ateroskleroz ve koroner arter hastalığı ile ilişkilidir ve ateroskleroz benzeri bir süreç olarak kabul edilir (3). Ayrıca, çeşitli çalışmalarda hipertansiyon öyküsünün AKaS gelişme riskini artırdığı gösterilmiştir (2). Cuniberti ve ark. (7) HT’nin tek başına aort kapakçıklarının yapısında ve işlevinde bozulmalara neden olabileceğini gösterdi. Bu durum muhtemelen HT’nin neden olduğu hemodinamik akış bozukluğunun kapakta mekanik hasara yol açmasından kaynaklanıyor olabilir. AKaS’ın patogenezinde artan fibrozis ve kalsifikasyonun ile birlikte kapak alanında kademeli azalma yer alır. AKaS’ın genellikle dejeneratif bir durum olduğu varsayılsa da, ilerleyici bir enflamatuvar süreç de söz konusu olabilir. Hem HT hem de AKaS profibrotik ve proenflamatuvar belirteçlerin güçlü bir aktivasyonunu içerir (8).
Nötrofil-lenfosit oranı ve trombosit-lenfosit oranı gibi hematolojik parametrelerden elde edilen diğer enflamasyon indeksleri ile karşılaştırıldığında SIAI, enflamasyonda rol oynayan dört tip kan hücresinden (nötrofiller, monositler, trombositler ve lenfositler) elde edilen bilgiler kullanılarak hesaplanır. SIAI ilk olarak 2018 yılında cerrahi hastaların sonuçlarını tahmin etmek için araştırıldı (9). O zamandan bu yana yapılan çalışmalar, makula dejenerasyonu ve idiyopatik pulmoner fibrozis gibi sistemik proenflamatuvar durumla karakterize edilen diğer hastalık durumlarına sahip hastalarda SIAI’nın potansiyel klinik faydasını değerlendirdi (5, 10). Hem insan hem de hayvan çalışmaları, otoimmünite ve enflamasyonun HT gelişimine katkıda bulunabileceği düşüncesini destekleyen kanıtlar sağlamıştır (11). Jin ve ark. (12) HT prevalansı ve SIAI arasında belirgin pozitif korelasyon olduğunu göstermişlerdir. Xiu ve ark. (13) ise HT’li erişkinlerde yüksek SIAI düzeylerinin artmış kardiyovasküler mortalite riskiyle önemli ölçüde ilişkili olduğunu ortaya koymuşlardır. Biz de çalışmamızda erişkin HT hastalarında AKaS varlığı ile SIAI arasında ilişki olduğunu ortaya koyduk. Çalışmamızda ayrıca sol ventrikül duvar kalınlığının da AKaS ile ilişkili olduğu görüldü.
AKaS ile yaş arasındaki ilişki daha önceki çalışmalarda gösterilmiştir (2). Bizim çalışmamızda da bir kez daha yaşın AKaS ile ilişkili olduğu gösterildi. Çalışmamızda AKaS ile ilişkili bir diğer durum da diyabet varlığı ve kan glukoz düzeyi idi. AKaS ile diyabet arasındaki ilişki konusunda literatürde diyabetin AKaS’ın bağımsız bir belirleyicisi olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur ve bu da verilerimizi desteklemektedir (14).
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Çalışmamız tek merkezli ve göreceli olarak az sayıda hasta içermekte olup daha büyük çalışmalara ihtiyaç vardır. Çalışmamızda AKaS derecelendirmesi olmaması çalışmamızın sınırlılığı olarak görülmektedir.
SONUÇ
AISI, HT hastalarının enflamatuvar durumunu değerlendiren bir indekstir. Yetişkin popülasyonda yüksek SIAI düzeyleri, HT’ye bağlı artan AKaS riskiyle önemli ölçüde ilişkilidir. HT hastalarında yüksek SIAI değerleri kötü prognoz için erken uyarı parametresi olarak kullanılabilir. Bu bulgular, düşük dereceli enflamasyonu ve hipertansif hasarı kontrol altına alacak yeni tedavilerin geliştirilmesine katkıda bulunabilir. Ancak bu fikrin doğrulanması için daha fazla randomize klinik çalışmaya ihtiyaç vardır.
Etik
Etik Kurul Onayı: Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Trabzon Tıp Fakültesi Bilimsel Araştırmalar Etik Kurul Başkanlığı tarafından onaylandı (no: 2024/137, tarih: 05.11.2024).
Hasta Onayı: Retrospektif çalışma.
Dipnot