ÖZET
Miyokard perfüzyon sintigrafisinde iskemisi olan hastaların bir kısmında obstrüktif koroner arter hastalığı saptanmamaktadır. Koroner anjiyografinin olası risklerini göz önünde bulundurarak elektrokardiyogramda (EKG) P dalga morfolojisi ile miyokard perfüzyon sintigrafisi pozitif hastalarda obstrüktif koroner arter hastalığı riskini öngörmeyi amaçladık.
Çalışmamız retrospektif bir çalışma olup, 2018-2019 yılları arasında iskemi nedeniyle miyokard perfüzyon testi pozitif olan ve sonrasında koroner anjiyografi uygulanan hastalar dahil edilmiştir. Dal bloğu olan, koroner girişim öyküsü olan ve sinüs ritminde olmayan hastalar çalışma dışı bırakılmıştır. Hastalar ikiye bölünmüş olup en az bir koroner arterde %70 veya daha fazla darlık olan ve olmayan olarak iki gruba ayrılmıştır. Hastaların EKG’sinde demografik özellikleri, laboratuvar parametreleri, ekokardiyografik parametreler ve P dalgasının tepe süresi, amplitüdleri ve dağılım süreleri bilgisayar programı kullanılarak belirlendi.
Hastaların tek değişkenli analiz sonucunda anlamlı çıkan parametreleri, çok değişkenli regresyon analizi sonrasında değerlendirildi. Müdahale gerektiren lezyonun bağımsız belirleyicilerinin erkek cinsiyet (p=0,007), hipertansiyon (p=0,039), açlık şekeri değeri (p=0,007) ve D1’de düşük P dalgası genliği (p=0,014) olduğunu belirledik. Alıcı işletim karakteristiği eğrisinde 0,85 milivolt üzerindeki P dalgası amplitüdünün koroner girişim gerektirmeme açısından %65 duyarlılığa ve %50 özgüllüğe sahip olduğunu bulduk.
Miyokard perfüzyon sintigrafisi sonrası koroner anjiyografi yapılan hastalarda düşük P dalgası amplitüdü, müdahale gerektiren koroner lezyonun bağımsız bir belirleyicisidir.